TÜM-İŞ KONFEDERASYONU 2. OLAĞAN GENEL KURULU

TÜM-İŞ KONFEDERASYONU 2. OLAĞAN GENEL KURULU

Tüm-İş Konfederasyonu 2. Olağan Genel Kurulu başladı. Kurul öncesinde bir konuşma yapan Tüm-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Şahin, "Hiçbir hesabın ve kitabın içerisinde olmadık, bundan sonrada olmayacağız" dedi.

Tüm-İş Konfederasyonu 2. Olağan Genel Kurulu, yoğun katılım ile başladı. Bir restoranda düzenlenen kurul, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Ardından bir konuşma yapan Tüm-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Şahin, "İşçiler ezildiler, köle gibi çalıştırıldılar, köle muamelesi gördüler. Mesai mefhumu olmadan çalıştılar. Bazen bayılana kadar çalıştırıldılar. Yol, yemek gibi hakları zaten yoktu. Her tarafa kameralar dikildi ve en ince ayrıntısına kadar takip edildiler. En ufak bir hatalarında daha ağır bir işte çalıştırılma ya da zaten çok az verdikleri ücreti bir aylık kesme olarak cezalandırıldılar. Bu kölelik düzenine, bu insan haklarına, işçi çalışma ortamına aykırı çalışma şartlarına biri itiraz etti ve o işçileri örgütledi. ‘Size özgürlük vaat ediyorum’ dedi. Bu kişi Musa idi. Karşısında da bir belediye başkanı, bir müdür veya bir fabrikatör yoktu. Tamamen sömürü düzeni ve bütün rantı, ekonomik gücü işçi emeğine dayalı olan Firavun denen zalim vardı. O zalime karşı işçileri örgütleyip, tamamen işçi emeğine dayanan ekonomik sistemin altından işçiyi çekip çökertmeyi başaran tarihteki ilk kişidir. Tüm-İş Konfederasyonu sendikacılıktaki ilhamımızı, kirlenmiş, paslanmış tarihteki sendikacılıktan değil, Musa’dan alacağız. O Musa ki, arkasında bir sürü hayran bıraktı. Adalet, hak ve hukuk çizgisinde giden insanların şiarı oldu" ifadelerini kullandı.
Sendika olarak hiçbir hesabın içerisinde olmadıklarını dile getiren Şahin, "Bu memleket öyle sendikacılar gördü ki, başka bir sendikaya geçen işçiyi işinden çıkarmakla tehdit eden, hatta hakkını arayan bir işçi olduğu zaman o işçiyi patrona ‘Bak bu hakkını arıyor’ diye gammazlayan, müptezel sendikacılar gördü. Bu memleket şunu da gördü ve bundan sonra görmeye devam edecek. İşçi herhangi bir sorun yaşadığında ‘Dur kardeşim sen idare ile kötü olma, ben senin adına bu sorunları çözerim, gerekirse ben kötü olurum’ diyen Tüm-İş Konfederasyonu’nu da gördü ve görecek. Biz hiçbir hesabın ve kitabın içerisinde olmadık. Bundan sonrada olmayacağız. Öyle ki, birileri gece gündüz bürokrasideki akıl daneleri ile yeni kurulan sendikaların önü nasıl kesilir, nasıl bir madde çıkartırsak bunların önünü keseriz çabasında oladursunlar. Tek dertleri ‘Bunlar bizim aldığımız aidatları böler mi’ oldu. Bunun önüne geçmeye çalışıyorlar. Tüm-İş Konfederasyonu olarak hiçbir kirli pazarlığın içerisinde olmayacağız. Kameraların önünde başka, arkasında başka konuşmayacağız. Hesabımızı ve kitabımızı birileri ile anlaşıp pasta bölüşme şeklinde yapmayacağız. Biz bu ülkede işçinin insanca, kendisine yakışır şartlarda çalışması için mücadele edeceğiz. Kendimize asgari bir sınır biçmedik. Bize çizilen asgari sınırlar içerisinde çalışmayacak kadar da büyük düşünüyoruz" diye konuştu.
Şahin, "Önümüzdeki günlerde asgari ücret komisyonu toplanacak ve 2020 için çalışan işçilerin alacağı maaşı belirleyecekler. Biz asgari ücret pazarlığı içerisinde adeta sarı sıvı yarışana girenler gibi bu tiyatronun figüranı olmayacağız. Şuanda herkes 2020’deki asgari ücretin ne kadar olacağını biliyor. Fakat tribüne oynamanın kendilerine aidat olarak döneceklerini düşünerek buna devam ediyorlar. Burada yanlış olan miktarı değil, asgari ücret ismidir. İşin azamisini yaptırdığınız işçiye ücretin asgarisini ödeyemezsiniz. Bu mantık çelişkisi ortadan kalkana kadar, o tespit komisyonuna bir konfederasyon başkanı olarak değil de, asgari ücretle geçinme başarısını gösteren bir işçi katılana kadar o komisyonun meşruluğunu sorgulayacağız" şeklinde konuştu.